Söyleyeceklerim kısa ve net olacak, ne kadar olabilirse.
Bu bir tartışma yazısı da değil aslında.
Bir Terazi olarak gecenin 2 sinde tamda Venüs akrep e yakışır şeklide kalemimden dökülenler.
Bu dünyaya gelirken çizili bir tema içinde geliyoruz.
Ana yollarımız belli aslında kimliğimiz, isteklerimiz, duygularımızı belli etme şeklimiz kıskançlığımız aşk ve sevgi enerjimiz, sevme ve sevilme potansiyelimiz, haz duygumuz, bu hayatta harekete geçme şeklimiz, Öfkemizi gösterme biçimiz, hepsi ama hepsi çizili bir kaderin içinde yer alıyor. Yol haritası 🙂
Kader kavramı çok derin bir kavram. Ama aslında en basit öğrendiğim ve deneyimlediğim “Kadar” kelimesinden hareket ederek, bu hayatta seçtiniz “kadar” diye değerlendirebilirsiniz.
Kendine Layık gördüğün kadar.
İyiyi görüyorsan iyi, ya da diğeri.
Aklınıza şu soru geliyor, duyar gibiyim
“peki biz o zaman ne yapıyoruz, yazılan varsa ve her şey biliniyorsa”
Sevgili oğlum Ege’nin 5 yaşında bana söylediği gibi düşünenler olabilir aranızda “Anne ne düşünüyorum biliyor musun ? Allah’ın oyuncakları olduğumuzu düşünüyorum ” dediğini dün gibi hatırlıyorum. Kafamdan aşağıya kaynar sular inmişti. Yaş 5 çok doğal, okula yeni başlamış ve Venüs’ünü anlamaya çalışıyor 🙂 Değerlerini, arkadaşlarını, öğretmenin onu sevme potansiyelini, annesinin onu okula bırakma karmaşasını, inancı.. Arıyor anlamak için çalışıyor.
Kim bu Venüs ? Çoğunuz farklı bir tanım bekliyor biliyorum. Ama ben size Sedaca vereceğim bu bilgiyi.
Venüs içimizdeki güzelliğimiz aslında, sevme, aşık olma potansiyelimiz, Allaha olan aşkımız, kendimize verdiğimiz ya da veremediğimiz değerimiz, ilişkilerimizde karşıdan beklediğimiz değerdir. Güzelliğimiz. Madde ile manevi yaşam arasında olmak. Sabah görüldüğünde “saba melikesi” gece göründüğünde yol gösteren “çoban yıldızı” Bizde bazen gecede, bazen gündüzdeyizdir.
Doğum haritamızda Venüs’ün bulunduğu konum sevme potansiyelimizi gösteriyor.
Yıldızların daima gezdiği göze alınırsa, Venüs bu gece itibari ile derinlerde gezen ve aslında Venüs’ün kendisini çok rahat hissetmediği yer olarak görülen Akrep burcunda.
O zaman ne oluyor peki ?
Değerlerimizi fark ediyor, bazen üzülüyor, bazen kıskanıyor, bazen hırslanıyor, bazen de sorguluyoruz, analiz ediyor acı çekiyoruz, ama mutlaka yol alıyoruz. Herkesin harita potansiyeli farklıdır.
Ama evrensel plan her zaman yol haritamızdır.
Tasavvuf ilminde Venüs, Allaha duyulan aşk. İlahi Aşk.. Onun isimlerini barındıran Esma-ül Hüsna’daki “Ya Vedud”, temsili olan “alma ve verme enerjisi” dir.
Yani özetle karmaşadan sadeliğe, sembolizmi kullanmak gerekirse,
değerlerimize sahip çıkmak, onları tanımak, kendini bilmek için ölürüz, bazen karışırız, başkası bize zorluk yaratır sanırız, aslında bunu yapan başkası değil, bizim kendimize verdiğimiz az ya da çok değerdir.
Biz hep geliş kodumuzda kayıtlı olanla sınanırız.
Oğlumun söylediğine bir ek, külli iradede Venüsümüz, Aşkımız, tutkumuz ise bizim seçtiklerimiz bize yol göstericilerimizdir. Kendimizi gerçekleştirmek adına. “Kadar” ı tamamlamak adına. İşte Allah’ın sorgula, yap dediği düzende cüzzi iradeye ihtiyaç duyarız. Bu bize verilmiştir. Özetle kukla değiliz.
Şimdi 8 Ocak 2019 tarihine kadar aşkı, tutkuyu, değerlerimizi, bedensel güzelliklerimiz ile ilgili biraz sorgulama ve tüm gelenlere hoşgörü ve sevgi ile karşılamak olsun yolumuz. Önce kendimize. Ne oldu diye içimize bakmak lazım. Bizden ötürü olsun her şey.
Neredeyiz ?
Nasıl seviyoruz ?
Değerlerimize nasıl sahip çıkıyoruz ?
Hoşgörümüz önce kime ?
Nasıl bakıyoruz ?
Almadan vermenin, Allah’a mahsus olduğunu hatırlıyor muyuz?
O vakit Yürüyelim Aşk ile