Hz Mevlana, bu gece karşıma çıkan bu söz beni bir yandan diğer yana savurdu. Çok şükür.

Kaç zaman önceydi hatırlamıyorum Eda ve Ege’nin daha kendilerini bilmez zamanlarındaydı. Gece yatarken onlara dua etmeyi öğrettim. Hatta hoş bir hikayeyi de paylaşmak isterim. Ege bir gece yatarken bana sordu “Anne biz dua ediyoruz ya, amin diyoruz ya, bu amin “enter” gibi bir şey değil mi ? ” demişti. Çok gülmüştüm. Bu harika bir akıl yürütmeydi. Ve doğruydu. Bir şeyi yazıyoruz ve gönder tuşuna basıyoruz. Zamanı geldiğinde de oluyor aslında. O zaman bizim için hayırlı kılınan zaman. Aklınızdan geçirdiğiniz her ne varsa aslında zamanı geldiğinde bize sunuluyor.

Dua benim hayatımda her daim manevi bir kuvvet oldu.  Her ettiğim duanın zamanı geldiğinde kabul olacağına inanarak büyüdüm.  Bütün çocukluğumda böyle geçti.  Sevgili aileme minnet borçluyum. Kendimi daima güçlü hissettim.  İnanılmaz bir güven duygusudur, Allahın varlığını iliklerinize kadar hissetmek. Her zaman bir el, beni koruyan göz, duyan kulak olandır. Hiç bir zaman da ettiğim duanın kabul olmayacağını düşünmedim. Hep zamanı gelince olur diye yaşadım. Bütün korkularımda, zorlanmalarımda, yalnızlıklarımda, hepsinde inancım ve Allah bilinci vardı.  

Öyle sandığınız gibi saatlerce ettiğim dualar değil. Daima kısa ve beni güvende hissettirenlerden sadece kendime değil bütünü içine alan.   En güzel duam ”Allahım beni bana bırakma, beni sensiz koyma” Basit ve anlamlı. Beni üzen, yoran bir olay olduğunda,  rahmetli babaannem derdi ki “dua et, uyu uyan, hepsi geçer” Gecenin karanlığı, aydınlığa çıktığına tüm dertlerin üzerine derman güneşi doğardı. Çocukluğumun kodunda “bu da geçer ya hu “ ile büyüdüğümü şimdiler de daha iyi anlıyorum.  Ertesi gün “her şey iyi olacak”. Çocuklarıma da bunu aşılamaya çalıştım. İlahi bir varlığın bizim  gördüğümüzün ötesindeki  şeylere hakim olduğunu ve her şeyin bir vakti olduğunu ve asla vazgeçmemek gerektiğini ve sabırı anlatmaya çalışıyorum. Sözlü değil. Özdeki davranışlarımla yapma gayretindeyim. Tabi ki onların algısı fıtratları kadar.

Öyle bir ortamda yaşıyoruz ki beklentiler çok yüksek hem kendimizden hem çocuklarımızdan. #COVID19 bize aslında bunu öğretti. Bana soruyorlar ne zaman bitecek bu diye. Bu virüs bugüne kadar şikayet ettiğiniz her şeyin üstünden geçmenize sebeb oldu.  2 yıl önce sıkıldıklarınız , bugün daha önemli bir hala geldi. Sevmediklerinizin aslında sizi geliştirdiğini öğrendiniz. “Komşusu açken tok yatmamayı” hatırlattı size. Minicik bir virüs tüm dünyayı aynı konuya odakladı.  Önceki dertlerimiz ile şimdiler farklılaştı. Birlik olduk.  Hiçbir kontrolün sende olmadığını, her istediğin şeyin bir vakti olduğunu anlattı. 

Ben bilmiyor muydun bunu ? Büyürken elbetteki biliyordum.  

Her nasibin vakti olduğunu bilmez miyim ?  Evrenin yaratılışı zamanı bile bir süreç içinde oluşmuş.

Şimdi durdum. Bakıyorum. Zamana, hızına, gelenlere, gelemeyenlere. Eski bene göre daha sakinim. Daha net daha belirsizlik içinde teslim. Hatta bir merak var içimde. Aşı olmuşum, olmamışım, bu virus beni bulacak bulmayacak çok önemli değil benim için. Olana da eyvallah olmayana da eyvallah demeyi deneyimliyorum. İsteklerim var geleceğe dair sağlıklı  ve faydalı olmak. Akil olmak, selim olmak, alim olmak, vedud olmak, samed olmak, sabır olmak, muktedir olmak bu dünyada yapmam gerekenleri ,hizmet etmem gerekenleri bitirip bu alemden ayrılmak.. Tekamül sürecim içerisinde yani olgunlaşma yolculuğunda süreçin keyfini çıkarmak niyetindeyim. Aşka yürümek. Gönülden sevmek, beklentisiz.. Her şeyin bir vakti olduğunu biliyorum.

Tohum bile zamanı gelince çiçek veriyor. İnsan dünyaya 40 haftada hazırlanıyor. Güneş vakti dolmadan doğmuyor. Gecenin sessizliğine hürmet, gündüzün enerjine hizmet. Büyük düzen bizim için çalışıyor.

Güzel günlerin zamanı gelecek diye beklemiyorum. Çünkü bunlar güzel günlerimiz biliyorum. Buna gönülden inanıyorum

Bu gece bu karşıma çıkan Hz. Mevlananın ” “Her dua nasibine, he nasip vaktine esirdir” özü kalbimden bu kelimeleri çıkarttı. Sahur vaktindeyim. Kalbim neşeyle dolu. Neşenin içinde huzur var.

Bu yazım karşınıza çıktığında, bu satıra kadar geldiyseniz,  siz bu  sözden ne anladınız ?  Ne yarattı siz de  karşınıza çıktığı anda, neyle meşguldünüz? Unutmayın ki Rabbimiz bizimle daima iletişimde. Ve hep bir şeyler söylüyor. Siz de benim gibi duyanlardan mısınız ?  Yazın lütfen.

 Ramazan ayına şükürler olsun her daim duada kabulde ve şükürde kalalım.

Paylaşmak için Tıklayın:

Yorum yazın