Günlerdir dudaklarımda bir şarkı sözü
Bağıra bağıra söylüyorum
O kadar sembolik
O kadar dokunuyor ki kalbime
İçimde yeni bir filiz tutunmaya çalıyor
Yerine alışmaya
Geleni kabul etmeye çabalıyor
Olanı anlamaya
İsyan etmeden evet demeye çalışıyorum
Yaptıklarımız yeniye uyum sağlamıyor eski de kalıyor
Üzülüyorum ama ne çare
Değişmek gerekiyor
Bir astrolog olarak dönüp bakıyorum dünyaya
Yeni yazılmadı bu şarkı
Sevdiğim bir grup Pinhani’nin
Sevgili arkadaşım Can ‘ın hakka kavuştuğu gün ağzıma takıldı
Belki de o gün idrak etmem gerekiyordu
Belki de o gün dünyaya tekrar dönüp bakmam
Kim bilebilir ki?
Can, aldığımız nefes, bize bir süreliğine verilen hediye
Bir var, bir yok, ne çok, ne az,
Var olduğu kadar yaşadıklarımız, ne çok ne az
Anılarımız, kutularda sakladıklarımız, biriktirdiğimiz, sadece heyecanlarımız değil ki
Korkularımız, kıskançlıklarımız, hırslarımız, bizi biz yapan tüm değerlerimiz
Sahip olduklarımız, sadece bildiklerimiz
Ya sahip olmadıklarımız ya da bilmediklerimiz
Ne kadarının farkındayız?
İçimizde ki sızı mı?
Değişene mi?
Gidene mi?
Kalana mı?
Yaşlanıyor muyuz?
Neye özlemimiz?
Çırılçıplak uçsuz bir okyanusta süzülen yelkenli de mi olmak hayalimiz?
Yoksa her gün milyonlarca döviz kazanan, neresinin son durak olduğunu bilmeyen kişilerden mi olmak özlemimiz?
Yoksa minicik bir bahçe de çiçekleri ile ömür geçiren o tatlı kadın mı?
Dağdaki tek derdi koyunları olan al yanaklı çoban mı?
Kitapları milyonlarca kişi tarafından okunan mı?
Kimiz? Ne istiyoruz?
Neyi bilmek, öğrenmek için buradayız?
Hep mi içimiz yandığında açılır gözümüz?
Niye uzun süre açık kalmaz?
Bir bitiş mi, bizi bize getirir ?
O ana kadar biz neredeyizdir?
Ne kadar sürer bitişlerin geri dönüşleri?
Bitiş sadece bir canın yer değiştirmesi midir?
Bir ilişki biter
Bir tutku yer değiştirir
Bir insan cins değiştirir
Bir şirket kabuk değiştirir
Önemli olan değişime bakmak ve sadece bize ait olan bir düzen içinde olduğumuzu anlamak gerekmez mi?
Bir zamanlar ankesörlü telefonlar vardı
Nokia telefon şirketini hatırlıyor musunuz?
Mesela babaannemin radyosu artık yok
Cd ler DVD ler hepsi süs evlerde
Dünya bize yeni bir format atıyor farkında mısınız?
Kova dolunayı da bunun için ispatı
Neye ihtiyaç var ?
Ömrümüzün son kullanım tarihini bilmiyoruz
O zaman yenilenen sürümünü yüklemek için gecikmemek lazım
Eski düzenine, format atmak için çabaya ihtiyacın var.
Belki de bedensel ve zihinsel çaba için zorlayıcıda olsa bir gayret lazım.
Ha gayret o zaman, kaderine gayret
Gayretin sonunda ödülün olacak
DÖN BAK DÜNYAYA
Korkma
Her şey çok güzel olacak
İlahi olan düzen içinde güvendeyiz
Birbirine bakarak, birbirinden güç olarak
İşte burada Pinhani grubu devreye giriyor
Sesini sonuna kadar aç ve alttaki sözler ile şarkıyı sen de ben gibi söyle
Yalnız kaldıysan, kalkıp pencerenden bir bak
Güneş açmış mı, yağmur düşmüş mü?
Dön bak dünyaya
Herkes gitmişse, sakince arkana dön bir bak
Dostun kalmış mı, aşkın solmuş mu?
Dön bak dünyaya, dön bak dünyaya
Yalnız kaldıysan, kalkıp pencerenden bir bak
Güneş açmış mı, yağmur düşmüş mü?
Dön bak dünyaya
Bir sonbahar kadar yalnız, bir kış kadar savunmasız
Ya da ilkbaharsan, yolun başındaysan
Bir sonbahar kadar yalnız, bir kış kadar savunmasız
Ya da ilkbaharsan, yolun başındaysan
Asla vazgeçme, kalkıp da pencerenden bir bak
Güneş açmış mı, yağmur düşmüş mü?
Dön bak dünyaya
2 Yorum
Tuğyan Yurtsever
Çok güzel bir yazı olmuş Seda hanım. Tebrik ederim. Hayranlıkla takip ediyoruz sizi. Sevgiler. 😊🌸🌼🌻❤️👋
Seda Dağdelen
Çok teşekkür ederim 🙂 Takibiniz beni mesut eder. Devamlılığımı getirir. Sevgilerimle