Hüzün var bu sabahta

Gidenleri yad etmek var

Sözsüz olunca daha güzel akıyor her şey

Gözyaşlarımız ekleniyor yazıya

Ama kalpten

Gönülden gelen

Kalbim kıpır kıpır

Safranbolu da, harmanlardayım

Keşke babam daha çok bilgi verebilseydi

Keşke babaannemin anlattıkları yazılı olsaydı

Keşke anlattıkları zihnimde isimleriyle kalabilseydi

Keşke dedem kendimi bildiğimde var olabilseydi

Yüzüme serin bir rüzgar vuruyor

Mis gibi çam kokuları kucaklıyor bu sabah

Odun kokusu var etrafta

Kıştayım

Yürüyorum

Ayaklarım karda iz bırakıyor

Nasıl da özlemişim kara bastığımda çıka sesi

Ayaklarımdan aşağıya doğru sanki bir köklenme

Geçmişe selam var

Yazdayım yürüyorum

Yapraklar pırıl pırıl

Renkler ışıl ışıl

Hafif bir meltem rüzgarı

Yüzüme huzur esiyor

Yürürken herkes selamlıyor

Biri diğerine, beni göstererek Hasan Dağdelen’in torunu diyor

İstanbul dan geldi diyorlar

İnsanlar sofralarına davetkar

Şakacı, kucaklayıcı, sahiplendiren

Bahardayım

Ağaçlar çiçek açmış

Doğa uyanmış

Çiçekler açmak için heyecanlı

Enerji dolu başlangıçlar

Kıvırcık saçlarım ile 5 yaşındayım.

Arktan geçen buz gibi su ile elimdeki ceviz lekelerini çıkartma çabam

Yürüyorum

Yazı, kışı, baharı ayrı bir güzel

Çocukluğum, gençliğim, orta yaşım, yaşlılığım ayrı bir düzen

Köküm,  sen ne güzelsin

Yürümek aşk ile olunca

Elini tutan kozalaklar çok olur,

Her mevsimde

Sokaklarda babaannemin izi var

Dedemin izi var

Büyükannemin bayram sofraları var

Babamın çocukluğu var kaldırımlarda

Babaannemin sırtından baktığım yerde her şey aynı

Beni sırtına alıp harmanlardaki ahşap evimize götürdüğü yerde izlerim

Ahşap kocaman evimizin gıcırtılarında saklı babaannemin çilesi

Kırık dökük tahta aralarında gizli

Tek başına anasız kalmışlığında

Harmanlardan köy içine inerken

Yürüyorum

Bir ineği olan teyzenin evinin önünden geçiyorum

Babaannem, benim için sağılmış süt ısmarlamış komşusuna

Artık üçü de yok , babaannem, sütçü teyze, ineği

Yürüyorum

Bağlardayım

Dedemin tuhafiye dükkanın önünden geçiyorum

Onu ziyarete gittiğimde oynadığım metal terazi, minik gramlar

Yünlerden, düğmelerden, iplerden iz yok

Dükkan başka bir hale dönmüş

Artık  o da, dedem gibi yok

Aybar amcamın bağlar gazoz fabrikası eczane olmuş

Onun güler yüzü yok

Dünyanın yükünü alsam da sırtıma

Vazgeçmem aşk ile yürümekten

Hasan dedemden, Hatice babaannemden, memleketimden, senden, yaşadıklarımdan, gazoz fabrikasından, harmanlardan

Gidenlerden, gideceklerden, çocukluğumdan , gençliğimden, şimdimden

Dünyanın yükünü alsam da sırtıma

Vazgeçmem aşk ile yürümekten

Paylaşmak için Tıklayın:

3 Yorum

  • Tuğyan Yurtsever
    Posted 25 Ağustos 2020 11:19 0Likes

    Çok güzel bir yazı olmuş. Duygusal, akıcı, yalın. Ancak bütün bu anları yaşamış bir kişi yazabilirdi böyle bir yazıyı. Çok beğendim.

  • Gökçe Gör
    Posted 20 Ekim 2020 16:57 0Likes

    Harika bir yazı, ellerinize sağlık 🙂

Yorum yazın