Kendini, içindeki ilahi ruhu bulmak ve onun ile doyasıya sohbet etmek için çizer.

Benim bu sohbet yolculuğum 2011’de başladı. Ne zaman nefesim daralsa çizdim. Ne zaman mutlu olsam, ne zaman heyecanlansam, ne zaman yeni bir başlangıca niyet etsem mandala çizdim.

Her anından derin etkilendiğim bu çalışma sonucunda yaşamımda bir farkındalık oluştu.

Hareketli ve hiç durmayan daima projeler yaratan zihnim biraz dinginleşti.

Her konuyu telaş eden ve hep bir sonra ne o olacak diye hem kendimi hem çevremi düzeltmeye çalışan egom biraz yumuşadı.

Nefsim ile buluşmama, anlamaya çalışmama vesile oldu.
Bazen bana gelen danışanlarımın hayrına çizdim, bazen bütünün hayrına çizdim, bazen Esmalarla, bazen mantralarla süsledim yaptıklarımı.

Çiziyorum çünkü rahatlıyorum.

Çiziyorum çünkü kendi içimdeki ben ile buluşuyorum.

Her bir çizgide nefes alıyorum.

Çizerken bazen gözlerimden yaş geliyor. İçimde sanki pembe güller açıyor.
Bazen hep Mandala çizsem diyorum, hep, her yerde mandala görüyorum…

Çizdikçe yumuşuyorum. Sertliğimden katılığımdan iz kalmıyor. Nefsim terbiye oluyor. Yol tabii ki her daim uzun.

Her başlangıç noktası, düşünmeden beni bir yöne götürüyor, kalbim renkleri seçiyor, ruhum çizgileri koyuyor, plan yok, proje yok, zaman kavramı yok, güzel yok, çirkin, yok, sınırsızlık düzleminde özgürüm. Sadece Seda oluyorum. Bittiğinde, derin bir aşk ile bitene sarılıyorum sadece bana ait olan sadece ondan sorumlu olduğum ve sadece benden çıkana ve sadece “O” na ait olana…

Eyvallah

Paylaşmak için Tıklayın:

Yorum yazın