İlaçlar, insanların bedenlerini iyileştirmek için geliştirilmiş kimyasal formüller. Beden ise insanın görünen tarafı. Peki ya ruh? İlacı alınca, insanın ruhuna da iyi geliyor mu ?
Öyle olsa idi, ilaç alan milyonlarca hasta kendini iyi hissederdi ve belki de biz ilaçları yazmazdık.
Sahi hastalık neden olur hiç düşündünüz mü?
Olumsuz, eleştirel, memnuniyetsiz düşüncenin bir eseri olabilir mi? Ya da insanın kendine yakıştırması mesela…
Hastalıktan çok haz almayan bir ruhum ben, yakıştıramam kendime… Canım annemin hediyesidir bu. Gayret…
Zaman kaybı olarak görürüm hasta olma halini.
Öğrenmek istediğim, anlatmak istediğim, görmek istediğim bir şeyi kaçırmama neden olan bir olgu gibi düşünür, geldiğinde yok sayarım kendisini.
Peki bir şeyi yok saymak onu gerçekten yok ediyor mu?
Deneyimleyince anlaşılacak bir tecrübe olduğunu söyleyebilirim.
Evet yok ediliyor.
Başına geldiğinde; tıpkı televizyon izlerken sevmediğin, sıkıldığın seni heyecanlandırmayan bir kanalı değiştirme çabasına ihtiyaç var. Bekleme yapmadan, hemen bir diğer konuya geçiyorsun aslında.
Yaşamda keşif edilecek o kadar çok şey varken bekleme yapmaya ne hacet…
Her gelen bir mesaj ise onun derinine inip araştırıp üzüleceğime, bundan sonra bana ne hediye diye bakmak her zaman daha iyi geliyor ruhuma.
Hasta olmamak için sorum şu;
Ruhunun sesini duyuyor musun?
İhtiyacı ne?