Benim kahvaltı tabağımda maydanoz, roka, dereotu 🙂 Yeşil umudu veriyor.
3 dilim domates. Adı bile güzel 🙂 Kırmızı hareketlenmeyi gösteriyor 🙂
3 ceviz, şekli şemaliyle her sabah aklımı kullanarak umuda yürümemi hatırlıyor.
12 siyah zeytin. Siyah bana edepli olmayı, zifiri karanlıkta yaradan ile sohbeti hatırlatıyor.
Ve tabiki 2 yumurtadan pişmiş tereyağlı sahanda yumurta. Hayatın içinde daima güzellik olduğunu, yaratıcılığımı hatırlatıyor.
O sarının canlılığı, etrafındaki beyazlık, yaradanın enerjisine yürürsen, seni de güvende tutan bir zardasın mesaini veriyor.
Ve yanında mis gibi demli bir bardak çay. Çayın demli olması şart. 50 yaşımın getirdiği bilgelik, olan bitene gösterdiğim olgunluk ve her demde aldığım keyif ve güçü temsil ediyor.
Sizin sofranızda ne var ?
Bir kahvaltı sofrası gibi hayatım.
Rengarenk.
Bazen içtiğim üçüncü bardak çay gibi bulanık, bazense ilk bardak gibi berrak.
Her güne yeni bir umutla başlıyorum.
En azından umutlanacak bir aralık arıyorum.
Bir sürü düşünce ile gidiyorum uykuya aklımda deli sorular, endişeler. İçinde farklı heyecanlar… ve daima arayışlar…
Duamı edip yastığa başımı koyduğumda, yaradana teslim oluyor, uykuya dalıyorum.
Bazen ağrı ile uyanıyorum omzumda, belimde kalbimde.
Bazen bir telefon ile birileri hastalanmış öğreniyorum.
İçimizden bazılarının yakınları hakkın rahmetine kavuşuyor… Üzülüyorum…
Bazıları evlenme heyecanında ya da kendisine teklif edilen bir işi anlatıyor. Mutlu oluyorum. Bak işte diyorum yaşam devam ediyor.
Sabaha ne kadar çok plan yaparsam yapayım kocaman bir bilinmezin içindeyim artık.
Bildiklerim beni tatmin etmiyor.
Bilmediklerimin peşindeyim hep.
Sosyal Medya da bir gönderi görüyorum.
Üzülüyorum.
Başka bir gönderi görüyorum. Heyecanlanıyorum.
Koyduğum hedeflerim var bazen yapabiliyorum bazen olmuyor.
Siz de de aynısı oluyorsa, bu halde iseniz, siz de benim gibi umut ile hüzün arasında gidip geliyorsunuz demektir.
Şu anda tabağımda ne var ona odaklanıyorum.
Ya siz ? Sizin tabağınızda ne var ?
